البَهَاءُ [el-behâ΄] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Şol nâkadır ki sütünü sağan kişiye öğrenip alışmakla serkeşlik eylemez ola, ona alışkan taʹbîr olunur; yukâlu: نَاقَةٌ بَهَاءٌ أَيْ بَسُوءٌ
اَلْبَهَاءُ [el-behâ΄] (bâ’nın fethiyle) Güzel olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَهُوَ الْغُلَامُ وَبَهِيَ وَبَهَا بَهَاءً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالرَّابِعِ وَالثَّانِي وَالثَّالِثِ إِذَا حَسُنَ Ve ism olarak müstaʹmeldir; tekûlu: قَدْ مَلَأَ عَيْنِي بَهَاؤُهُ أَيْ حُسْنُهُ Ve süt köpüğünün işlemesine denir; yukâlu: مَا أَلْطَفَ بَهَاءُ رَغْوَةِ اللَّبَنِ أَيْ وَبِيصُهُ
الْبَهْءُ [el-beh΄] (bâ’nın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) ve
الْبُهُوءُ [el-buhû΄] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
الْبَهَاءُ [el-behâ΄] (سَلاَمٌ [selâm] vezninde) Bir nesneye alışıp üns ü ülfet eylemek ve dadanmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَهَأَ بِهِ وَبَهِئَ وَبَهُؤَ بَهْئًا وَبُهُوءًا وَبَهَاءً مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَالرَّابِعِ وَالْخَامِسِ إِذَا أَنِسَ بِهِ Ve şuʹûr ve idrâk maʹnâsınadır; yukâlu: مَا بَهَأْتُ لَهُ أَيْ مَا فَطِنْتُ Ve
بَهْءٌ [beh΄] (مَنْعٌ [menʹ] vezninde) Hâneyi esâsü’l-beyt taʹbîr olunan eşyâdan hâlî eylemek, yaʹnî âher yere nakl edip hâneyi boşaltmak maʹnâsınadır. ʹalâ-kavlin yırtıp paralamak maʹnâsınadır ki bunda beytten murâd beyt-i Aʹrâb ve ahşam olan çadır ve obadır; yukâlu: بَهَأَ الْبَيْتَ بَهْئًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَخْلاَهُ مِنَ الْمَتَاعِ أَوْ خَرَقَهُ
اَلْبَهَاءُ [el-behâ΄] (bâ’nın fethi ve elifin meddiyle) Şol nâkadır ki kendiyi sağan kimseye enîs olur; yukâlu: نَاقَةٌ بَهَاءٌ إِذَا كَانَتْ قَدْ أَنِسَتْ بِالْحَالِبِ فَهُوَ مِنَ الْبُهُوءِ وَأَمَّا الْبَهَاءُ مِنَ الْحُسْنِ فَهُوَ مِنْ بَهِيَ الرَّجُلُ بِالْيَاءِ فَسَيَجِيءُ فِي الْمُعْتَلِّ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı