el-ʹihn ~ اَلْعِهْنُ

Kamus-ı Muhit - العهن maddesi

اَلْعِهْنُ [el-ʹihn] (ʹayn’ın kesriyle) Yüne yâhûd rengârenk boyalısına denir ki zikr olundu. Ve devâbb ve mevâşîyi güzel gözetip tîmâr ve takayyüdüne ihtimâm eden adama denir; ʹahd maʹnâsındandır; yukâlu: هُوَ عِهْنُ مَالٍ أَيْ حَسَنُ الْقِيَامِ عَلَيْهِ

اَلْعَهْنُ [el-ʹahn] (عَهْدٌ [ʹahd] vezninde) Tâze çubuk eğilip bükülmek yâhûd ayrılmayarak kırılmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَهَنَ الْقَضِيبُ عَهْنًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَثَنَّى أَوِ انْكَسَرَ بِلَا بَيْنُونَةٍ Ve bir yerde ikâmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَهَنَ بِالْمَكَانِ عَهْنًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَقَامَ Ve hurûc eylemek maʹnâsına olmakla zıdd olur; yukâlu: عَهَنَ مِنْهُ إِذَا خَرَجَ Ve bir işte cidd ve cehd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَهَنَ فِي الْعَمَلِ إِذَا جَدَّ Ve ʹahd maʹnâsınadır; yukâlu: عَهَنَ الرَّجُلُ إِذَا عَهَدَ Ve taʹcîl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَهَنَ لَهُ مُرَادَهُ إِذَا عَجَّلَهُ لَهُ Ve hurmânın dalları kurumak maʹnâsınadır; yukâlu: عَهَنَتِ السَّعَفُ إِذَا يَبِسَتْ

Vankulu Lugatı - العهن maddesi

اَلْعِهْنُ [el-ʹihn] (ʹayn’ın kesri ve hâ’nın sükûnuyla) Yün, sûf maʹnâsına, Ebû ʹUbeyd rivâyeti üzere.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı