el-futuḩ ~ اَلْفُتُحُ

Kamus-ı Muhit - الفتح maddesi

اَلْفُتُحُ [el-futuḩ] (zammeteynle) Dâ΄imâ açık olan büyük kapıya denir, hânedân kapısı gibi; yukâlu: بَابٌ فُتُحٌ أَيْ وَاسِعٌ مَفْتُوحٌ Ve bu غُلُقٌ [ġuluḵ] mukâbilidir ki dâ΄imâ mesdûd olan kapıya denir, bâb-ı bahîl gibi. Kâle fi’l-Esâs فِنَاءُ اللهِ فُسُحٌ وَبَابُ اللهِ فُتُحٌ Ve

فُتُحٌ [futuḩ] Ağızı bol şişeye ıtlâk olunur. Ve ağızının tıkacı ve bağı ve gılâfı olmayan şişeye denir.

اَلْفَتْحُ [el-fetḩ] (fâ’nın fethi ve tâ-yı fevkiyyenin sükûnuyla) Kapalı nesneyi açmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَتَحَ الْبَابَ فَتْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ ضِدُّ أَغْلَقَهُ

Vankulu Lugatı - الفتح maddesi

اَلْفُتْحُ [el-futḩ] (fâ’nın zammı ve tâ’nın sükûnuyla) Vâsiʹ ve meftûh kapı; ve yukâlu: قَارُورَةٌ فُتْحٌ أَيْ وَاسِعَةُ الرَّأْسِ Yaʹnî ağzı büyük şîşe. Kisâ΄î eyitti: قَارُورَةٌ فُتْحٌ demek, kılıfsız ve ağzı bağsız şîşe demek olur. Pes فُتْحٌ [futḩ] فُعْلٌ [fuʹl] vezni olur, مَفْعُولٌ [mefʹûl] maʹnâsına.

اَلْفَتْحُ [et-fetḩ] (fâ’nın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Açmak; yukâlu: فَتَحْتُ الْبَابَ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ Ve

فَتْحٌ [fetḩ] Vilâyet açmağa ve mansûr ve muzaffer olmağa dahi derler. Ve

فَتْحٌ [fetḩ] Akarsuya dahi derler, gerek pınardan aksın gerek gayrı yerden aksın. Ve

فَتْحٌ [fetḩ] Nâkanın memesi deliği büyük olmağa dahi derler; yukâlu: فَتَحَتِ النَّاقَةُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı