اَلْقَهَلُ [el-ḵahel] (fethateynle) Bir adam tanzîf-i bedene takayyüd ve mübâlât eylemeyip dâ΄imâ kirli pâslı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَهِلَ الرَّجُلُ قَهَلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَمْ يَتَعَهَّدْ جِسْمَهُ بِالْمَاءِ وَلَمْ يُنَظِّفْهُ Ve bir kimsenin kendisine verdiği ʹatiyyeyi azınsımak maʹnâsınadır; yukâlu: قَهِلَ الرَّجُلُ إِذَا اسْتَقَلَّ الْعَطِيَّةَ
اَلْقَهْلُ [el-ḵahl] (سَهْلٌ [sehl] vezninde) ve
اَلْقُهُولُ [el-ḵuhûl] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bedenin derisinden tâb u tarâvet çekilip kupkuru kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَهَلَ جِلْدُهُ وَقَهِلَ قَهْلًا وَقُهُولًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَالرَّابِعِ إِذَا يَبِسَ Ve
قَهْلٌ [ḵahl] İhsâna şükr eylemeyip küfrân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَهَلَ فُلَانٌ قَهْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا كَفَرَ الْإِحْسَانَ Ve bir adamı sû΄-i zikr ile yâd edip zemm ve kadh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَهَلَ فُلَانًا إِذَا أَثْنَى عَلَيْهِ ثَنَاءً قَبِيحًا
اَلْقَهْلُ [el-ḵahl] (ḵâf’ın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Küfrân-ı niʹmet olmak; yukâlu: قَهَلَ يَقْهَلُ قَهْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ثَنَى ثَنَاءً قَبِيحًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı