اَلْقَنَى [el-ḵanâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) Burnun yukarısı yüksekçe ve ortası nevʹan kalkık ve ucu ki yumuşağıdır, uygun ve doluca olmak maʹnâsınadır, doğan burunlu olmak ve koç burunlu olmak ve çekme burunlu olmak taʹbîr olunur; ortasında olan kalkıklık semer gibi olup yakışıklı ve nâzükâne olur. Ve bu at kısmında ʹayb ve sakar ve bâzî kısmında medîhadır; ʹalâ-kavlin ortası fi’l-cümle tümsekçe olarak delikleri nevʹan darca olmaktan ʹibârettir; yukâlu: فِي أَنْفِهِ قَنًى وَهُوَ ارْتِفَاعُ أَعْلَاهُ وَاحْدِيدَابُ وَسَطِهِ وَسُبُوغُ طَرَفِهِ أَوْ نُتُوُّ وَسَطِ الْقَصَبَةِ وَضِيقُ الْمَنْخَرَيْنِ
اَلْقِنَى [el-ḵinâ] (ḵâf’ın kesri ve elifin kasrıyla) Ganî olmak, Ebû ʹUbeyde rivâyeti üzere; yukâlu: قَنِيَ الرَّجُلُ يَقْنَى قِنًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ مِثْلُ غَنِيَ يَغْنَى غِنًى Ve
قِنًى [ḵinâ] Rızâya dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı