اَلْقَنَمَةُ [el-ḵanemet] (ḵâf’ın ve nûnu’un fethiyle) Mütegayyir olmuş zeytûn yağı makûlesinin bed ve bozuk râyihasına denir; tekûlu: لِلزَّيْتِ قَنَمَةٌ أَيْ خُبْثُ رِيحٍ
اَلْقَنِمَةُ [el-ḵanimet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Zikr olunan bed-râyiha nesne bulaşmakla fenâ kokan ele vasf olur; yukâlu: يَدُهُ قَنِمَةٌ إِذَا كَانَتْ بِهَا قَنَمَةٌ
اَلْقَنَمَةُ [el-ḵanemet] (ḵâf’ın ve nûn’un fethi ile) Zeytin ve sâ΄ir yağların râyihası yaramaz olmak.
اَلْقَنِمَةُ [el-ḵanimet] (ḵâf’ın fethi ve nûn’un kesriyle) Yaramaz râyiha ile muttasıf olan nesne; yukâlu: يَدِي مِنَ الزَّيْتِ قَنِمَةٌ Ve kırbanın râyihası azmağa ve cevz fâsid olmağa dahi derler; yukâlu: قَنِمَ سِقَاؤُهُ قَنَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَمِهَ Ve تَمَهٌ [temeh] tâ΄-i müsennâtla mütegayyir ve fâsid olmağa derler. Ve قَنِمَ الْجَوْزُ فَهُوَ قَانِمٌ أَيْ فَاسِدٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı