اَلْكَهَانَةُ [el-kehânet] (kâf’ın fethiyle) Gâyibden haber vermek maʹnâsınadır ki fâlcılık eylemek ve bakıcılık eylemek taʹbîr olunur; yukâlu: كَهَنَ لَهُ الرَّجُلُ وَكَهُنَ كَهَانَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالْخَامِسِ إِذَا قَضَى لَهُ بِالْغَيْبِ
اَلْكِهَانَةُ [el-kihânet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) Kâhinlik hirfetine denir. Şârih der ki selefte ʹArablarda kâhinler olur idi, Şiḵḵ ve Seṯîḩ nâm eşhâs gibi, şeyâtîn-i âsumâna ʹurûcdan memnûʹ olmamakla baʹzı havâdis ve ahbârı feriştelerden istirâk edip onlara nakl eylemeleriyle ihbâr ederler idi. Baʹdehu Fâhr-i enâm ʹaleyhi’s-salâtu ve’s-selâm hazretleri zuhûrlarında memnûʹ oldular. Ve baʹzılar cinn tâ΄ifesinden huddâm iddiʹâ ederler, cinn ise gaybı bilmez; lâ yaʹlemu illallâhu.
اَلْكَهَانَةُ [el-kehânet] (kâf’ın fethiyle) Kâf’ın fethiyle kâhin olmak yaʹnî gâyibden haber vermek; tekûlu: كَهُنَ كَهَانَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ
اَلْكِهَانَةُ [el-kihânet] (kâf’ın kesriyle) Gâyibden haber vermeğe taklîd etmek; tekûlu: كَهَنَ يَكْهُنُ كِهَانَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ مِثْلُ كَتَبَ يَكْتُبُ كِتَابَةً إِذَا تَكَهَّنَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı