اَللَّخِي [el-leḩî] (عَمِي [ʹamî] vezninde) أَلْخَى [elḣâ] gibi bir dizi âherinden büyük olan deveye denir; yukâlu: بَعِيرٌ لَخٍ وَأَلْخَى إِذَا كَانَتْ إِحْدَى رُكْبَتَيْهِ أَعْظَمَ مِنَ الْأُخْرَى
اَللَّخْيُ [el-laḣy] (رَمْيٌ [remy] vezninde) Bir adama mâl vermek maʹnâsınadır; tekûlu: لَخَيْتُهُ لَخْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ أَعْطَيْتُهُ مَالِي Ve bir adamın burnuna enfiyye gibi dârû çektirmek yâhûd ağzına ağız otu dökmek maʹnâsınadır; tekûlu: لَخَيْتُهُ أَيْ سَعَطْتُهُ أَوْ أَوْجَرْتُهُ الدَّوَاءَ
اَللَّخِي [el-leḣî] (lâm’ın fethi ve ḣâ’nın kesri ve meddiyle) Şol devedir ki bir dizi öbüründen büyük ola, أَرْكَبُ [erkeb] maʹnâsına.
اَللَّخْيُ [el-laḣy] (lâm’ın fethi ve ḣâ’nın sükûnu ile) Bi-maʹnâhu; yukâlu: لَخَوْتُ الرَّجُلَ وَلَخَيْتُهُ إِذَا أَسْعَطْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı