el-ledûd ~ اَللَّدُودُ

Kamus-ı Muhit - اللدود maddesi

اَللَّدُودُ [el-ledûd] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) لَدِيدٌ [ledîd] gibi ağızı ağrıyan adamın huni ile ağızının bir yanına vazʹ ve saky olunan devâya denir. Cemʹi أَلِدَّةٌ [eliddet] gelir, أَجِلَّةٌ [ecillet] gibi. Ve

لَدُودٌ [ledûd] Bir gûne vecaʹ ismidir ki ağızda ve boğazda hâdis olur. Ve şedîdü’l-husûmet olan adama denir.

اَللَّدُّ [el-ledd] (مَدٌّ [medd] vezninde) ve

اَللُّدُودُ [el-ludûd] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) لَدُودٌ [ledûd] dedikleri zikr olunan ağız devâsı tertîb eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَدَّ اللَّدُودَ لَدًّا وَلُدُودًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا عَمِلَهُ Ve

لَدٌّ [ledd] Bir adamın ağızı ağrısına huni ile bir yanından devâ vazʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَدَّ فُلاَنًا اللَّدِيدَ إِذَا صَبَّ فِي أَحَدِ شِقَّيْ فَمِهِ اللَّدُودَ Ve bir kimse ile husûmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَدَّهُ إِذَا خَصَمَهُ Ve habs eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَدَّهُ إِذَا حَبَسَهُ Ve şedîdü’l-husûmet olmak maʹnâsınadır; tekûlu: لَدَدْتَ يَا فُلاَنُ لَدًّا أَيْ صِرْتَ أَلَدَّ Ve

لَدٌّ [ledd] Çuvala denir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı