اَللَّطَفُ [el-leṯaf] (fethateynle) İsmdir, ihsân maʹnâsınadır. Ve azca taʹâma ve sâ΄ir nesneye ıtlâk olunur; yukâlu: جَاءَ بِلَطَفٍ مِنَ الطَّعَامِ وَغَيْرِهِ أَيْ بِيَسِيرٍ
اَللُّطْفُ [el-luṯf] (lâm’ın zammıyla) Rıfk ve nüvâziş ve mülâyemet üzere muʹâmele eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَطَفَ بِهِ وَلَهُ لُطْفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا رَفَقَ بِهِ Ve Hak celle ve ʹalâ tarafından ʹibâdına lutf-ı rıfk ve sühûletle murâdını kendisine îsâl eylemekten ʹibârettir; yukâlu: لَطَفَ اللهُ لَكَ أَيْ أَوْصَلَ إِلَيْكَ مُرَادَكَ بِلُطْفٍ Yaʹnî “Hak taʹâlâ sana murâdını rıfk ve sühûlet vechiyle îsâl eyleye ki murâdına taʹab ve meşakkatsiz nâ΄il olasın” demektir. Ve
لُطْفٌ [luṯf] Taraf-ı rabbânîden tevfîk ile de tefsîr olunur ki kulun işini râst getirmekten ʹibârettir; yukâlu: حَصَلَ بِلُطْفِهِ تَعَالَى أَيْ بِتَوْفِيقِهِ Ve
لُطْفٌ [luṯf] Bir nesne pek yakın olmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَطَفَ الشَّيْءُ إِذَا دَنَا Ve
لُطْفٌ [luṯf] ve
لَطَافَةٌ [leṯâfet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Ufak ve küçük olmak maʹnâsınadır ki dahâmet mukâbilidir; yukâlu: لَطُفَ الشَّيْءُ لُطْفًا وَلَطَافَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا صَغُرَ وَدَقَّ
اَللَّطَفُ [el-leṯaf] (fethateynle) İsmdir, ihsân maʹnâsına.
اَللُّطْفُ [el-luṯf] (lâm’ın zammı ve ṯâ’nın sükûnuyla) ʹAmelde rıfk ve mülâyemet üzere olmak. Ve
لُطْفٌ [luṯf] Ḣudây taʹâlâdan tevfîke ve ʹismete derler yaʹnî bir kimsenin işin râst getirip hatâdan saklamağa derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı