اَلْمَجُودُ [el-mecûd] (مَقُولٌ [maḵûl] vezninde) Pek susamış yâhûd susuzluktan helâka müşrif olmuş insân ve hayvâna denir; yukâlu: جِيدَ الرَّجُلُ يُجَادُ فَهُوَ مَجُودٌ أَيْ عَطِشَ أَوْ أَشْرَفَ عَلَى الْهَلاَكِ Ke-mâ zukire.
اَلْمَجْدُ [el-mecd] (mîm’in fethi ve cîm’in sükûnuyla) ve
اَلْمُجُودُ [el-mucûd] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bunlar da إِمْجَادٌ [imcâd] ve تَمْجِيدٌ [temcîd] gibi deve kısmı otluğu firâvân yere düşmek yâhûd tâze çayırdan doymağa karîb olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَجَدَتِ الْإِبِلُ مَجْدًا وَمُجُودًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا وَقَعَتْ فِي مَرْعًى كَثِيرٍ أَوْ نَالَتْ مِنَ الْخَلَى قَرِيبًا مِنَ الشِّبَعِ Ve deveyi gereği gibi doyurmak ʹalâ-kavlin karnı dolusu yâhûd nısfı dolusu doyurmak maʹnâsınadır ki yarı doyurmaktır; yukâlu: مَجَدَ الْإِبِلَ إِذَا أَشْبَعَهَا أَوْ عَلَفَهَا مِلْءَ بَطْنِهَا أَوْ نِصْفَ بَطْنِهَا
اَلْمُجُودُ [el-mucûd] (zammeteynle) Deve ota doymak; yukâlu: مَجَدَتِ الْإِبِلُ مُجُودًا أَيْ نَالَتْ مِنَ الْخَلَا قَرِيبًا مِنَ الشِّبَعِ Ve خَلَا [ḣalâ] ḣâ-i muʹcemenin fethiyle tâze ot.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı