اَلْمَجُوفُ [el-mecûf] (مَخُوفٌ [meḣûf] vezninde) ʹAzîmü’l-cevf olan kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ مَجُوفٌ أَيِ الْعَظِيمُ الْجَوْفِ
اَلْمُجَوَّفُ [el-mucevvef] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) İçi boş nesneye denir ki kovuk taʹbîr olunur, مُصْمَتٌ [muṡmet] mukâbilidir; yukâlu: شَيْءٌ مُجَوَّفٌ أَيْ فِيهِ تَجْوِيفٌ Ve şol dâbbeye denir ki ayaklarında olan alaca ve çakırlık batnına kadar serpilip çıkmış ola. Ve yüreksiz korkak adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مُجَوَّفٌ أَيْ لاَ قَلْبَ لَهُ جَبَانٌ
اَلْمَجُوفُ [el-mecûf] (mîm’in fethi ve cîm’in zammı ve meddiyle) Şol kimsedir ki ʹazîmü’l-batn ola.
اَلْمُجَوَّفُ [el-mucevvef] (mîm’in zammı ve vâv’ın fethi ve teşdîdiyle) İçi boş nesne, أَجْوَفُ [ecvef] maʹnâsına. Ve
مُجَوَّفٌ [mucevvef] Şol davara derler ki ayağının alacası karnına erişe.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı