اَلْمُفَزَّعُ [el-mufezzaʹ] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Dilîr ve bahâdıra denir. Bunda binâ-i tefʹîl izâle içindir; yukâlu: رَجُلٌ مُفَزَّعٌ أَيْ شُجَاعٌ Ve korkak adama denmekle zıdd olur, gûyâ ki fıtratına korkaklık îdâʹ olunmuştur; yukâlu: رَجُلٌ مُفَزَّعٌ أَيْ جَبَانٌ
اَلْإِفْزَاعُ [el-ifzâʹ] (hemzenin kesriyle) İmdâda yetişmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْزَعَهُمْ إِذَا أَغَاثَهُمْ وَنَصَرَهُمْ Ve uykudan belinlendirip uyandırmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَفْزَعْتُهُ إِذَا نَبَّهْتَهُ Ve korkutmak maʹnâsınadır, yukâlu: أَفْزَعَهُ إِذَا أَخَافَهُ Ve bir adamın derûnunda olan fezaʹ ve dehşeti gidermek maʹnâsınadır ki hemzesi selb içindir; yukâlu: أَفْزَعَ عَنْهُ إِذَا كَشَفَ عَنْهُ الْفَزَعَ Ve
اَلْمَفْزَعُ [el-mefzaʹ]
اَلْمَفْزَعُ [el-mefzaʹ] (mîm’in ve zâ’nın fethiyle) Sığınacak yer, melceʹ maʹnâsına; yukâlu: فُلَانٌ مَفْزَعٌ لِلنَّاسِ يَسْتَوِي فِيهِ الْوَاحِدُ وَالْجَمْعُ وَالْمُؤَنَّثُ أَيْ إِذَا دَهَمَهُمْ أَمْرٌ فَزِعُوا إِلَيْهِ وَهُمَا مَفْزَعٌ لِلنَّاسِ وَهُمْ مَفْزَعٌ لَهُمْ وَهِيَ مَفْزَعٌ لَهُمْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı