اَلْمَلاَمِحُ [el-melâmiḩ] (mîm’in fethiyle) Gayr-i kıyâs üzere لَمْحَةٌ [lemḩat]ın cemʹidir, مَحَاسِنُ [meḩâsin] ve مَشَابِهُ [meşâbih] gibi. Ve
لَمْحَةٌ [lemḩat] İsmdir, لَمْعَةٌ [lemʹat] maʹnâsına, baʹdehu bir nesnenin âher nesneye müşâbehetinde istiʹmâl olundu, gûyâ ki müşebbehte müşebbehün-bihten lemʹa ve eser mevcûddur. Baʹdehu her yerinde müşâbehet olduğunu işʹâr için cemʹ sîgasıyla taʹbîr eylediler; yukâlu: فِي فُلاَنٍ لَمْحَةٌ مِنْ أَبِيهِ أَيْ شَبَهٌ ve yukâlu: فِيهِ مِنْ أَبِيهِ مَلاَمِحُ أَيْ مَشَابِهُ yaʹnî halkî ve hulkî pederine müşâbihtir. Ve
مَلاَمِحُ [melâmiḩ] İnsânın çehresinde nümâyân olan hûbluk ve çirkînlik âsârına ıtlâk olunur; tekûlu: أَعْجَبَتْنِي مَلاَمِحُ وَجْهِهِ أَيْ مَا بَدَا مِنْ مَحَاسِنِهِ أَوْ مَسَاوِيهِ
اَلْمَلَامِحُ [el-melâmiḩ] (mîm-i ûlânın fethi ve sâniyenin kesriyle) لَمْحَةٌ [lemḩat]ın cemʹidir, müşâbehet maʹnâsına; yukâlu: فِيهِ مَلَامِحُ مِنْ أَبِيهِ أَيْ مَشَابِهُ فَجَمَعُوهُ عَلَى غَيْرِ لَفْظِهِ وَهُوَ مِنَ النَّوَادِرِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı