el-menbiḋ ~ اَلْمَنْبِضُ

Kamus-ı Muhit - المنبض maddesi

اَلْمَنْبِضُ [el-menbiḋ] (مَسْجِدٌ [mescid] vezninde) Bir nesnenin hareket eylediği mevziʹe denir. Bu ʹalâka ile مَنْبِضُ الْقَلْبِ [menbiḋu’l-ḵalb] sol memenin altında yüreğin oynadığı yere ıtlâk olunur; yukâlu: وَضَعَ يَدَهُ عَلَى مَنْبِضِ قَلْبِهِ وَهُوَ حَيْثُ تَرَاهُ يَنْبِضُ

اَلْمِنْبَضُ [el-minbaḋ] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Hallâc tokmağına denir ki kirişi onunla vurup çinretirler; yukâlu: أَنْبَضَ الْوَتَرَ بِالْمِنْبَضِ أَيِ الْمِنْدَفِ

Vankulu Lugatı - المنبض maddesi

اَلْمِنْبَضُ [el-minbaḋ] (mîm’in kesri ve bâ’nın fethiyle) Hallâc tokmağıdır, مِنْدَفٌ [mindef] ve مِحْبَضٌ [miḩbaḋ] gibi. Bu makâmda kütüb-i lügatte tamâm ihtilâf vardır, baʹzı مِنْبَضٌ [minbaḋ] ve مِنْدَفٌ [mindef] hallâcın yayıdır demiştir ve مِحْبَضٌ [miḩbaḋ] tokmağıdır demiştir. Cârullâh-ı ʹallâmenin ve sâhib-i Muhežžeb’in ve sâhib-i Ṡurâḩ’ın tasrîhi bunun üzerinedir, ammâ Cevherî’nin ve sâhib-i Ḵâmûs’un taʹbîrinden fehm olunan budur ki مِنْبَضٌ [minbaḋ] tokmaktan ʹibâret ola, Ammâ Cevherî’den fehm olduğunun vechi budur ki Cevherî مِنْبَضٌ [minbaḋ]ı مِحْبَضٌ [miḩbaḋ] gibidir demiştir. Ve مِحْبَضٌ [miḩbaḋ] tokmak maʹnâsına olduğunda ittifâk vardır. Ve ammâ sâhib-i Ḵâmûs’tan fehm olunduğunun vechi budur ki mezbûr نَدَفَ الْقُطْنَ يَنْدِفُهُ أَيْ ضَرَبَهُ بِالْمِنْدَفِ وَالْمِنْدَفَةِ أَيْ اخَشَبَتِهِ الَّتِي يُطْرَقُ بِهَا الْوَتَرُ لَيَرِقَّ الْقُطْنُ demiştir, neʹam sâhib-i Ḵâmûs’un ʹibâretinde bu ihtimâl vardır ki مِنْدَفٌ [mindef] yayı ve مِنْدَفَةٌ [mindefet] tokmağı ola velâkin buna tasrîh eder rivâyet bulunmadı.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı