اَلْمُوَقَّى [el-muvaḵḵâ] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Dilîr ve bahâdıra ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ مُوَقًّى أَيْ شُجَاعٌ
اَلْمُوَقَّى [el-muvaḵḵâ] (mîm’in zammı ve ḵâf’ın fethi ve teşdîdiyle) Bahâdır olan kimse, ziyâde sakınılmış maʹnâsına.
اَلْمَوْقَى [el-mevḵâ] (mîm’in fethi ve elifin kasrıyla) Cemʹi, نَوْكَى [nevkâ] gibi مَائِقٌ [mâ΄iḵ]in cemʹi.Ve نَوَاكَةٌ [nevâket] dahi hamâkate derler. Bu zikr olunan Cevherî’nin zahîr-i kelâmından fehm olunandır,ammâ kıyâs budur ki مَوْقَى [mevḵâ] أَمْوَقُ [emvaḵ]ın cemʹi ola, nitekim حَمْقَى [ḩamḵâ] أَحْمَقُ [aḩmaḵ]ın ve نَوْكَى [nevkâ] أَنْوَكُ [envek]in cemʹidir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı