اَلنَّجَبُ [en-neceb] (fethateynle) Ağacın soyulmuş kabuğuna denir; ʹalâ-kavlin köklerinin yer altına sürmüş damarları kabuğuna denir yâhûd salâbetli olan damarlarının kabuğuna denir. Ve
نَجَبٌ [Neceb] Muḩârib diyârında Mâvân nâm mevziʹ verâsında iki vâdî adıdır.
اَلنَّجْبُ [en-necb] (nûn’un fethi ve cîm’in sükûnuyla) Ağacın soyulmuş kabuğunu yâhûd kökleri damarlarının kabuğunu almak maʹnâsınadır, ihtilâf-ı mezkûr üzere; yukâlu: نَجَبَ الشَّجَرَ نَجْبًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَخَذَ قِشْرَهُ Ve
نَجْبٌ [necb] Sehî ve civân-merd ve kerîm olan adama denir. Ve
نَجْبٌ [Necb] Benî Kelb diyârında bir mevziʹ adıdır.
اَلنُّجُبُ [en-nucub] (zammeteynle) ve
اَلنَّجَائِبُ [en-necâ΄ib] نَجِيبٌ [necîb]in cemʹi, yarar develer maʹnâsına.
اَلنَّجَبُ [en-neceb] (nûn’un ve cîm’in fethiyle) Ağaç kabı, لِحَاءُ الشَّجَرِ maʹnâsına.
اَلنَّجْبُ [en-necb] (nûn’un fethi ve cîm’in sükûnuyla) Masdardır, ağaç kabuğun soymak maʹnâsına; tekûlu: نَجَبْتُ الشَّجَرَةَ أَنْجُبُهَا وَأَنْجِبُهَا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا أَخَذْتَ قِشْرَ سَاقِهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı