اَلنَّطَفَةُ [en-neṯafet] (fetehâtla) ve
اَلنُّطَفَةُ [en-nuṯafet] (هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) Küpeye denir, قُرْطٌ [ḵurṯ] maʹnâsına, ʹalâ-kavlin sâfî ve âbdâr inciye denir, yâhûd küçük olan inciye denir; cemʹi نَطَفٌ [neṯaf] gelir fethateynle.
اَلنُّطْفَةُ [en-nuṯfet] (nûn’un zammıyla) Duru ve sâfî suya denir gerek az ve gerek çok olsun, ʹalâ-kavlin kırbada yâ kovada kalan azca suya denir; cemʹi نِطَافٌ [niṯâf] gelir nûn’un kesriyle ve نُطَفٌ [nuṯaf] gelir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde; yukâlu: سَقَاهُ نُطْفَةً وَهُوَ الْمَاءُ الصَّافِي قَلَّ أَوْ كَثُرَ أَوْ قَلِيلُ مَاءٍ يَبْقَى فِي دَلْوٍ أَوْ قِرْبَةٍ Ve
نُطْفَةٌ [nuṯfet] Denize denir, bahr maʹnâsına. Ve
نُطْفَةٌ [nuṯfet] Recülün menîsine ıtlâk olunur; bunun cemʹi نُطَفٌ [nuṯaf] gelir. Mü΄ellif وَمَاءُ الرَّجُلِ kavliyle tefsîr eylemekle mâ-i mer΄eden iktifâ eylemiştir.
اَلنَّطَفَةُ [en-neṯafet] (fethateynle) Küpe, قُرْطٌ [ḵurṯ] maʹnâsına.
اَلنُّطْفَةُ [en-nuṯfet] (nûn’un zammı ve ṯâ-i mühmelenin sükûnuyla) Sâfî olan sudur gerek az gerek çok olsun.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı