اَلنَّيِّطُ [en-neyyiṯ] (سَيِّدٌ [seyyd] vezninde) Şol kuyuya denir ki suyu dibinden kaynamayıp etrâfından dirilip taştına cereyân eder ola; yukâlu: بِئْرٌ نَيِّطٌ إِذَا كَانَتْ يَجْرِي مَاؤُهَا مِنْ جَوَانِبِهَا إِلَى مَجَمِّهَا وَلَمْ تَعِنْ مِنْ قَعْرِهَا
اَلنَّيْطُ [en-neyṯ] (خَيْطٌ [ḣayṯ] vezninde) Ölüme, ʹalâ-kavlin cenâzeye yâhûd ecel-i mukaddere denir. Ve
نَيْطٌ [neyṯ] Baʹîd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَاطَ الرَّجُلُ يَنِيطُ نَيْطًا إِذَا بَعُدَ
اَلنَّيْطُ [en-neyṯ] (nûn’un fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Kezâlik zikr olunan damara derler; ve minhu kavluhum: “رَمَاهُ اللهُ بِالنَّيْطِ” أَيْ بِالْمَوْتِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı