اَلْهَرَعُ [el-heraʹ] (fethateynle) Kan çabuk akmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَرِعَ الدَّمُ هَرَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَالَ سَرِيعًا Ve sürʹatle perîşân ve muztarib yürümeğe denir, هُرَاعٌ [hurâʹ] gibi, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْهَرِعُ [el-heriʹ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Çabuk akan kana vasf olur; yukâlu: دَمٌ هَرِعٌ أَيْ جَارٍ يَعْنِي سَرِيعًا Ve tîz ağlagan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ هَرِعٌ أَيْ سَرِيعُ الْبُكَاءِ
اَلْهَرَعُ [el-heraʹ] (fethateynle) Şol kehlelerdir ki kiçirek ola, kaml-i sıgâr maʹnâsına, kezâ fî baʹzi nüsahi’ṡ-Ṡiḩâḩ.
اَلْهَرِعُ [el-heriʹ] (hâ’nın fethi ve râ’nın kesriyle) Akıcı olan kan, dem-i cârî maʹnâsına; yukâlu: هَرِعَ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve
هَرِعٌ [heriʹ] Şol kimseye derler ki tîz ağlayıcı ola, serîʹü’l-bükâ maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı