اَلْوَصِبُ [el-vaṡib] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Hasta ve marîz olan kişiye denir. Cemʹi وَصَابَى [veṡâbâ] gelir, وَجِعٌ [veciʹ] ve وَجَاعَى [vecâʹâ] gibi ve وِصَابٌ [viṡâb] gelir, وِجَاعٌ [vicâʹ] gibi.
اَلْوَصْبُ [el-vaṡb] (نَصْبٌ [naṡb] vezninde) Serçe parmak yanındaki adsız parmaktan sebbâbeye gelince aralığa denir, orta parmak ve aralıkları dâhildir.
اَلْوَصَبُ [el-vaṡab] (vâv’ın ve ṡâd’ın fethiyle) Derd ve maraza denir. Cemʹi أَوْصَابٌ [evṡâb] gelir; yukâlu: بِهِ وَصَبٌ أَيْ مَرَضٌ Ve
وَصَبٌ [veṡab] Masdar olur, hasta ve derd-nâk olmak maʹnâsına; yukâlu: وَصِبَ الرَّجُلُ وَصَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا مَرِضَ
اَلْوَصْبُ [el-vaṡb] (vâv’ın fethi ve ṡâd’ın kesriyle) Marîz maʹnâsınadır.
اَلْوَصَبُ [el-veṡab] (fethateynle) Marîz olmak; yukâlu: وَصِبَ الرَّجُلُ يَوْصَبَ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı