el-veṡiyy ~ اَلْوَصِيِّ

Kamus-ı Muhit - الوصي maddesi

اَلْوَصِيِّ [el-veṡiyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) Nesne vasiyyet eden adama denir; yukâlu: هُوَ وَصِيٌّ لَهُ أَيِ الْمُوصِي Ve kendisine nesne vasiyyet olunmuş adama denir; yukâlu: قَبِلَ الْوَصِيُّ وَصَايَتَهُ أَيِ اَلْمُوصَى Bunun mü΄ennesinde dahi وَصِيٌّ [veṡiyy] denir ki ismiyyeti murâd olur, وَكِيلٌ [vekîl] gibi;cemʹi أَوْصِيَاءٌ [evṡiyâ΄] gelir, ʹalâ-kavlin tesniye ve cemʹi gelmez.

اَلْوَصْيُ [el-vaṡy] (vâv’ın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) Bir kimse ʹâlî-kadr iken pest-pâye olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَصَى الرَّجُلُ يَصِي وَصْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا خَسَّ بَعْدَ رِفْعَةٍ Ve hafîfü’t-tabʹ iken ağırlanıp vakâr ve temkîn sâhibi olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَصَى الرَّجُلُ إِذَا اتَّزَنَ بَعْدَ خِفَّةٍ Ve bir nesne şey΄-i âhere muttasıl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَصَى الشَّيْءُ بِهِ إِذَا اتَّصَلَ بِهِ Ve bir nesneyi şey΄-i âhere vasl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَصَى الشَّيْءَ بِهِ إِذَا وَصَلَهُ بِهِ Ve

وَصْيٌ [vaṡy] ve

وُصِيٌّ [vuṡiyy] صُلِيٌّ [ṡuliyy] vezninde ve

وَصَاءٌ [veṡâ΄] ve

وَصَاءَةٌ [veṡâ΄et] (vâv’ların fethiyle) Yerin otları birbirine bitişik olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَصَتِ الْأَرْضُ وَصْيًا وَوُصِيًّا وَوَصَاءً وَوَصَاءَةً إِذَا اتَّصَلَ نَبَاتُهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı