اَلْجَرْمُ [el-cerm] (cîm’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَمَهُ جَرْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَطَعَهُ Ve
جَرْمٌ [cerm] ve
جَرَامٌ [cerâm] (سَحَابٌ [seḩâb] ve كِتَابٌ [kitâb] veznlerinde) Hâssaten hurmâ yemişini kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَمَ النَّخْلَ جَرْمًا وَجَرَامًا وَجِرَامًا إِذَا صَرَمَهُ Ve hurmâ ağacının üzerinde olan hurmâları rutab iken resîde oldukta ne mikdâra bâlig olur diye tahmîn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَمَ النَّخْلَ إِذَا خَرَصَهُ Ve günâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَمَ الرَّجُلُ إِذَا أَذْنَبَ Ve kesb ü kâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَمَ لِأَهْلِهِ إِذَا كَسَبَ Ve bir adama cinâyet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَمَ عَلَيْهِمْ وَإِلَيْهِمْ جَرِيمَةً إِذَا جَنَى جِنَايَةً Ve koyunun yününü kırkmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَمَ الشَّاةَ إِذَا جَزَّهَا Ve
جَرْمٌ [cerm] Issıya denir. Ve bu germ-i Fârisî muʹarrebidir; tekûlu: يَوْمُنَا هَذَا جَرْمٌ أَيْ حَارٌّ Ve havâsı be-gâyet ıssı olan arza denir. Ve ehl-i Yemen lügatında bir gûne kayığa denir;cemʹi جُرُومٌ [curûm]dur, zâhiren Nîl-i Mıṡr’da جَرْمٌ [cerm] dedikleri büyücek kayık olacaktır. Ve
جَرْمٌ [Cerm] Ṯayyi΄ kabîlesinden bir batn ismidir. Ve Cerm b. Zebbân, Ḵuḋâʹa kabîlesinden bir batndır.
اَلْجِرَامُ [el-cirâm] (cîm’in kesri ve fethi ve râ’nın tahfîfiyle) Hurmâ kesimi; yukâlu: هَذَا زَمَنُ الْجُرَّامِ وَالْجِرَامِ Ve
جِرَامٌ [cirâm] (kesr-i cîm’le) جَرِيمٌ [cerîm]in cemʹi dahi gelir, كَرِيمٌ [kerîm]le كِرَامٌ [kirâm] gibi; yukâlu: جُلُّهُ جِرَامٌ أَيْ عِظَامُ الْأَجْرَامِ Ve جِلَّةٌ [cillet] kesr-i cîm ve teşdîd-i lâm’la yaşlı develere derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı