culb ~ جُلْبٌ

Kamus-ı Muhit - جلب maddesi

اَلْجُلْبُ [el-culb] (cîm’in zammı ve kesriyle) Yağmursuz sehâba denir; ʹalâ-kavlin ufktan dağ gibi arkuru gerilip kalkan sehâba denir. Ve

جُلْبٌ [culb] (cîm’in zammıyla) Gecenin sevâd ve zulmetine denir. Ve bir mevziʹ adıdır.

اَلْجَلَبُ [el-celeb] (fethateynle) Bir mahalden sürülüp götürülen mevâşî ve sebâyâ makûlesine denir ki sürek taʹbîr olunur, مَجْلُوبٌ [meclûb] maʹnâsınadır; yukâlu: اِشْتَرَى مِنَ الْجَلَبِ وَهُوَ مَا جُلِبَ مِنَ الْخَيْلِ وَغَيْرِهَا Cemʹi أَجْلاَبٌ [eclâb] gelir. Ve

جَلَبٌ [celeb] Gırîv ve feryâd ve çığıltıya denir; yukâlu: مَا هَذَا الْجَلَبُ أَيِ اخْتِلاَطُ الصَّوْتِ Ve şol جَلَبٌ [celeb] ki işbu “لاَ جَلَبَ وَلاَ جَنَبَ” hadîsiyle nehy-i şerʹî vârid olmuştur, muhaddisîn maʹnâsında ihtilâf eylemiştir. Baʹzılar dedi ki جَلَبٌ [celeb] koşu meydânında birinin atı koşup giderken bir niçe kimseler hıyânetle atı şaşırtıp yüzünü döndürmek için gırîv ve feryâd eylemekten ʹibârettir. Ve baʹzılar ʹindinde voyvodalar zekât sevâyimini kendi kurblerinde olan miyâh semtine yâhûd şehrlerine celb için mâl ashâbına teklîf eylemektir. Pes bu, bu menhî olmakla bulundukları merʹâda varıp zekâtlarını ahz eylemek lâzımdır. ʹAlâ-kavlin voyvoda kendisi sürünün üzerine varmayıp bir mahalle nüzûl ve oradan adam irsâl ve sürüyü tarafına celb edip meks eylediği yerden zekât almaktır. Yâhûd koşu ve yarış meydânında bir kimseye arkasından gelmek zımnında sipâriş eylemekle o kimse arkasından at ile sürüp câ-be-câ haykırarak teşvîk ve tehyîc eylemekten ʹibârettir. Bu resme vazʹ ve hareket atın ceryinde meʹûnet olmakla envâʹ-ı hîleden olduğuna mebnî nehy vârid olmuştur. Ve جَنَبٌ [ceneb] lafzı mahallinde zikr olunur inşâ΄allâh taʹâlâ.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı