اَلصَّبْنُ [eṡ-ṡabn] (ṡâd’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Menʹ-i keff maʹnâsına; yukâlu: صَبَنْتَ عَنَّا الْهَدِيَّةَ أَوْ مَا كَانَ مِنْ مَعْرُوفٍ يَصْبَنُ صَبْنًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَفَفْتَ Ve
صَبْنٌ [ṡabn] Kumâr oynayan kimse elinde kaʹbeteyni ıslâh edip attıkta قَدْ صَبَنَ derler ve أَجِلْ وَلَا تَصْبِنْ derler, “Kaʹbeteyni elde devr ettirip ilkâ kıl, ıslâh etme!” demek mahallinde.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı