اَلْمِصْيَافُ [el-miṡyâf] (مِحْرَابٌ [miḩrâb] vezninde) Şol adama denir ki sakalına kır serpmeyince te΄ehhül eylememiş ola; yukâlu: رَجُلٌ مِصْيَافٌ إِذَا لَمْ يَتَزَوَّجْ حَتَّى يَشْمَطَ Ve nebâtı arâzî-i sâ΄ireden sonra biten yere denir; yukâlu: أَرْضٌ مِصْيَافٌ أَيْ مُسْتَأْخِرَةُ النَّبَاتِ Ve
مِصْيَافٌ [miṡyâf] ve
مُصِيفٌ [muṡîf] ve
مُصِيفَةٌ [muṡîfet] (mîm’lerin zammıyla) Yanında yavrusu olan nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ مِصْيَافٌ وَمُصِيفٌ وَمُصِيَفَةٌ أَيْ مَعَهَا وَلَدُهَا Ve yaz yağmuru çok yağar olan yere denir; yukâlu: أَرْضٌ مِصْيَافٌ إِذَا كَثُرَ لَهَا مَطَرُ الصَّيْفِ
اَلْمَصِيفُ [el-meṡîf] (mîm’in fethi ve ṡâd’ın kesri ve meddiyle) Su akıntısı olan yerin eğri olan mahalli. Ve bunun aslı صَافٌ [ṡâf]tan me΄hûzdur, ʹadl maʹnâsına مَضِيقٌ [meḋîḵ] gibi ki ضَاقٌ [ḋâḵ]tan me΄hûzdur. Ve
مَصِيفٌ [meṡîf] Yazlayacak yere dahi derler, nitekim mürûr etti.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı