Mehret ~ مَهْرَةُ

Kamus-ı Muhit - مهرة maddesi

مَهْرَةُ [Mehret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) İbn Ḩaydân’dır. Bir cemâʹat pederidir, onunla müteʹâreflerdir, mehriyye dedikleri develer o cemâʹate mensûbdur. Cemʹi مَهَارَى [mehârâ] gelir, سَكَارَى [sekârâ] vezninde ve مَهَارٍ [mehâr] ve مَهَارِىُّ [mehâriyy] gelir. Ve

مَهْرِيَّةٌ [mehriyyet] Kızıl buğdaya denir.

اَلْمِهَرَةُ [el-miheret] (عِنَبَةٌ [ʹinebet] vezninde) مُهْرَةٌ [muhret]in cemʹidir ki zikr olundu. Ve

مِهَرَةٌ [miheret] صَدَاقٌ [ṡadâḵ] maʹnâsına olan مَهْرٌ [mehr]den mutasarrıf ism olarak yine mehr maʹnâsına müstaʹmel olur; ve minhu yekûlûne: لَمْ تُعْطِ هَذَا الْأَمْرَ الْمِهَرَةَ أَيْ لَمْ تَأْتِهِ مِنْ وَجْهِهِ Yaʹnî “Sen şu maslahatın râst ve münâsib yerinden mübâşeret eyledin.”

اَلْمُهْرُ [el-muhr] (mîm’in zammıyla) Devenin göğsü ortasında olan kemiğe denir ki كِرْكِرَةٌ [kirkiret] dahi derler ve ona مُهْرَةٌ [muhret] dahi denir hâ’yla. Ve

مُهْرٌ [muhr] Ebû cehl karpuzunun semerine denir. Cemʹi مِهَرَةٌ [miheret]tir, عِنَبَةٌ [ʹinebet] vezninde. Ve

مُهْرٌ [muhr] At kısmının veledine denir ki küçüğüne kulun ve büyüceğine tay taʹbîr olunur. ʹAlâ-kavlin atın ve sâ΄ir dâbbenin en evvelki dölüne denir. Cemʹi أَمْهَارٌ [emhâr] ve مِهَارٌ [mihâr] gelir mîm’in kesriyle ve مِهَارَةٌ [mihâret] gelir hâ’yla; mü΄ennesinde مُهْرَةٌ [muhret] denir. Ve

مُهْرَةٌ [muhret] Boncuğa denir, nisvân tâ΄ifesi ondan pek hoşlanıp tezeyyün ederler. ʹAlâ-kavlin bu Fârisîdir. Mütercim der ki vâkıʹâ Burhân’da Fârisî olarak mersûmdur, ʹArab dahi istiʹmâl ederler. Ve hâlen lisân-ı nâsta خَاتَمٌ [ḣâtem]e mühr taʹbîri bundan me΄hûzdur, baʹzı boncuk envâʹından ʹakîk ve süleymânî makûlesi ahcârdan ittihâz olunduğuna mebnî. Ve مُهْرٌ [muhr] lafzını ʹArabî olarak tasarruf ve istiʹmâlle meselâ mektûbu تَمْهِيرٌ [temhîr] eyledim dedikleri müvelleddir, belki خَتْمٌ [ḣatm] taʹbîr olunmak fesâhattir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı