وَقْتٌ [vaḵt] Masdar olur, bir nesne için zamân-ı mahsûs taʹyîn ve tahdîd eylemek maʹnâsına; tekûlu: وَقَتُّ كَذَا كَوَجَدَتُ إِذَا جَعَلْتَ لَهُ وَقْتًا يُفْعَلُ فِيهِ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿إِنَّ الصَّلَوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا﴾ أَيْ مَفْرُوضًا فِي اْلأَوْقَاتِ Yaʹnî mahdûdü’l-evkât farz oldu ki fî şey΄in mine’l-ahvâl vaktinden ihrâcı câ΄iz değildir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı