vilâf ~ وِلَافٌ

Kamus-ı Muhit - ولاف maddesi

اَلْوَلْفُ [el-velf] (حَلْفٌ [ḩalf] vezninde) ve

اَلْوِلاَفُ [el-vilâf] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve

اَلْإِلاَفُ [el-ilâf] (vâv’ı hemzeye ibdâlle) ve

اَلْوَلِيفُ [el-velîf] (أَلِيفٌ [elîf] vezninde) Şimşek peyderpey çakmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَلَفَ الْبَرْقُ وَلْفًا وَوِلاَفًا وَإِلاَفًا وَوَلِيفًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا تَتَابَعَ Ve

وَلِيفٌ [velîf] Peyderpey çakan şimşeğe denir, وَلُوفٌ [velûf] gibi; yukâlu: بَرْقٌ وَلِيفٌ وَوَلُوفٌ أَيِ الْمُتَتَابِعُ اللَّمَعَانِ Ve

وَلِيفٌ [velîf] ve

وِلاَفٌ [vilâf] Davara mahsûs bir gûne seğirtmeye denir ki dört ayaklarını birden kaldırıp komakla olan seğirtmekten ʹibârettir, yukâlu: يَعْدُو الْفَرَسُ وَلِيفًا وَوِلاَفًا وَهُوَ ضَرْبٌ مِنَ الْعَدوِ تَقَعُ الْقَوَائِمُ مَعًا Ve cemâʹat bi’l-maʹiyyet müctemiʹan gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَلَفَ الْقَوْمُ وَلِيفًا إِذَا جَاؤُوا مَعًا

Vankulu Lugatı - ولاف maddesi

اَلْوِلَافُ [el-vilâf] (vâv’ın kesriyle) إِلَافٌ [ilâf] gibi ülfet kılmak مُوَالَفَةٌ [muvâlefet] maʹnâsına. Ve

وِلَافٌ [vilâf] Bir cins seğirtmeğe dahi derler, ayakları bir uğurdan kaldırıp komakla.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı