hevn ~ هَوْنٌ

Kamus-ı Muhit - هون maddesi

اَلْهُونُ [el-hûn] (hâ’nın zammıyla) ve

اَلْهَوَانُ [el-hevân] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) ve

اَلْمَهَانَةُ [el-mehânet] (أَمَانَةٌ [emânet] vezninde) Hor ve zelîl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَانَ الرَّجُلُ يَهُونُ هُونًا وَهَوَانًا وَمَهَانَةً إِذَا ذَلَّ Ve

هُونٌ [hûn] ve

مَهَانَةٌ [mehânet] Ḣizy ve fazîha ve hâkisârî maʹnâsınadır; yukâlu: وَقَعَ فِي الْهُونِ وَالْمَهَانَةِ أَيِ الْخِزْيِ Ve

هُونٌ [Hûn] Esmâdandır: Hûn b. Ḣuzeyme b. Mudrike bir kabîle pederidir. Ve

هُونٌ [hûn] Mutlakan halk ve mahlûk maʹnâsına müstaʹmeldir; tekûlu: مَا أَدْرِي أَيُّ الْهُونِ هُوَ أَيْ أَيُّ الْخَلْقِ

Vankulu Lugatı - هون maddesi

اَلْهَوْنُ [el-hevn] (hâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Sükûn ve vakâr üzere olmak; yukâlu: فُلَانٌ يَمْشِي عَلَى الْأَرْضِ هَوْنًا Ve

هَوْنٌ [hevn] Bir nesne sühûletle olmağa dahi derler; yukâlu: هَانَ عَلَيْهِ الشَّيْءَ إِذَا خَفَّ

هُونٌ [Hûn] (hâ’nın zammı ve meddiyle) Tâyife-i ʹArabdan Kinâne’nin birâderinin ismidir ki o Hûn b. Ḣuzeyme’dir ki cedd-i aʹlâsı Muḋar’dır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı