اَلْهَيَجَانُ [el-heyecân] (fethateynle) Sıçramak ve tozmak; yukâlu: هَاجَ الشَّيْءُ يَهِيجُ هَيْجًا وَهِيَاجًا وَهَيَجَانًا إِذَا ثَارَ Kaçan sıçrasa ve tozsa ve هَاجَهُ غَيْرُهُ dahi derler onu âhar nesne tozutsa ve sıçratsa. Lâzım ve müteʹaddî gelir. Ve
هِيَاجٌ [hiyâc] Otun kurusu maʹnâsına da gelir; yukâlu: هَاجَ النَّبْتُ هِيَاجًا إِذَا يَبِسَ Ve kıtâl maʹnâsına da gelir; yukâlu: هَذَا يَوْمُ الْهِيَاجِ أَيْ يَوْمُ الْقِتَالِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı