اَلْإِزْحَافُ [el-izḩâf] (hemzenin kesriyle) Bir tâ΄ife ʹasker olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَزْحَفَ بَنُو فُلاَنٍ إِذَا صَارُوا زَحْفًا أَيْ جَيْشًا Ve bir adam nihâyet-i matlûbuna nâ΄il olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَزْحَفَ فُلاَنٌ إِذَا انْتَهَى إِلَى غَايَةِ مَا طَلَبَ Ve deve yorulup dermânde olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَزْحَفَ الْبَعِيرُ إِذَا أَعْيَا
اَلْإِزْحَافُ [el-izḩâf] (hemzenin kesriyle) Kezâlik deve yorulduğundan ayağın sürümek; yukâlu: أَزْحَفَ الْبَعِيرُ فَهُوَ مُزْحِفٌ بِكَسْرِ الْحَاءِ Ve
إِزْحَافٌ [izḩâf] Bir kimsenin davarı yorulmağa dahi derler; yukâlu: أَزْحَفَ الرَّجُلُ إِذَا أَعْيَا بَعِيرُهُ أَوْ دَابَّتُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı