اَلْأَزَزُ [el-ezez] (fethateynle) Meclis nâs ile dolu olmağa denir; yukâlu: فِي مَجْلِسِهِ أَزَزٌ أَيِ امْتِلاَءٌ Ve darlık, ضِيقٌ [ḋîḵ] maʹnâsınadır. Ve dolu meclise denir; tekûlu: أَتَيْتُ الْوَالِيَ وَالْمَجْلِسُ أَزَزٌ أَيْ مُمْتَلِئٌ مِنَ النَّاسِ Ve
أَزَزٌ [ezez] Mecârî-i kamerden bir gûne hisâb ismidir ki şühûr ile sinîn beynine tedâhül eden evkâtın fuzûlundan ʹibârettir. Murâd devre-i kamerde ʹaded-i eyyâmın ihtilâfı muktezâsınca devre-i şemsiyye ile beynlerinde mütefâvit olan hisâbdır, zîrâ devre-i kamer iʹtibârıyla mahsûb olan sâl ki sene-i kameriyye denir, şühûrun baʹzında yirmi dokuz gün gelmekle nâkıs olduğundan üç yüz elli dört gün olur. Ve devre-i kâmile-i âfitâb ki sene-i şemsiyye denir, üç yüz altmış beş ve rubʹ yevmdir. Bu cihetle sene-i şemsiyye, kameriyyeden on bir gün ve yevm-i vâhidin yirmi bir cüz΄ünden bir cüz΄ gün ziyâde olur. Ve
أَزَزٌ [ezez] Cemʹ-i kesîre denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı