اَلْإِغْضَاءُ [el-iġḋâ΄] (hemzenin kesriyle) Göz kapaklarını kıpmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَغْضَى الرَّجُلُ إِذَا أَدْنَى الْجُفُونَ Ve bir nesne hakkında tınmayıp epsem olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَغْضَى عَلَى الشَّيْءِ إِذَا سَكَتَ Ve gece karanumak yâhûd zulmetle her şey΄i kaplayıp bürümek maʹnâsınadır; yukâlu: أَغْضَى اللَّيْلُ إِذَا أَظْلَمَ أَوْ أَلْبَسَ ظَلَامُهُ كُلَّ شَيْءٍ Ve bir nesneyi görmezden gelmek yâhûd gördüğü gibi görmemezlik sûretiyle öteye bakıvermek maʹnâsınadır ki müsâmaha eylemekten ʹibârettir; yukâlu: أَغْضَى عَنْهُ طَرْفَهُ إِذَا سَدَّهُ أَوْ صَدَّهُ
اَلْإِغْضَاءُ [el-iġḋâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Göz kapağın birbirine karîb etmek, إِدْنَاءُ جُفُونٍ maʹnâsına. Ve
إِغْضَاءٌ [iġḋâ΄] Gece karanu olmağa dahi derler; yukâlu: أَغْضَى اللَّيْلُ إِذَا أَظْلَمَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı