اَلْإِغْفَارُ [el-iġfâr] (hemzenin kesriyle) Bir nesneyi bir zarf içre sokup setr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَغْفَرَ الْمَتَاعَ إِذَا أَدْخَلَهُ وَسَتَرَهُ Ve رِمْثٌ [rimšamp;] ve عُرْفُطٌ [ʹurfuṯ] makûlesi ağaçlar مِغْفَرٌ [miġfer] dedikleri samg-ı âti’z-zikr vermek maʹnâsınadır; yukâlu: أَغْفَرَ الرِّمْثُ إِذَا أَخْرَجَتْ مَغَافِيرَهُ Ve hurmâ koruğuna kışra şebîh bir nesne çökmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَغْفَرَ النَّخْلُ إِذَا رَكِبَ الْبُسْرَ شَيْءٌ كَالْقِشْرِ Ehl-i Medîne ona غِفَارٌ [ġifâr] ıtlâk ederler.
اَلْإِغْفَارُ [el-iġfâr] (hemzenin kesriyle) Dikenli ağaç zamk vermek; yukâlu: أَغْفَرَتِ الرِّمْثُ إِذَا خَرَجَتْ مَغَافِيرُهُ Yaʹnî zamkı zuhûr etse. Ve zamkın zuhûru güz eyyâmında رِمْثٌ [rimšamp;]in yaprağı sararmağa başladıkta olur; yukâlu: مَا أَحْسَنَ مَغَافِيرَ هَذَا الرِّمْثِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı