اَلْإِنْقِرَاضُ [el-inḵirâḋ] Bir tâ΄ifeden ferd-i vâhid kalmamak vechiyle tükenip geçmek maʹnâsınadır ki inkıtâʹ-ı dâbirden ʹibârettir; yukâlu: إِنْقَرَضَ الْقَوْمُ إِذَا دَرَجُوا كُلُّهُمْ
اَلْإِنْقِرَاضُ [el-inḵirâḋ] (hemzenin ve ḵâf’ın kesriyle) Kavm tükenip kimse kalmamak; yukâlu: إِنْقَرَضَ الْقَوْمُ إِذَا دَرَجُوا وَلَمْ يَبْقَ مِنْهُمْ أَحَدٌ Ve kavluhu taʹâlâ: ﴿وَإِذَا غَرَبَتْ تَقْرِضُهُمْ ذَاتَ الشِّمَالِ﴾ (الكهف 17) أَيْ تَقْطَعُهُمْ وَتَتْرُكُهُمْ عَنْ شِمَالِهَا Ve kaçan bir kimse bir kimseye filân mekâna mülâkî oldun mu dese, mes΄ûl sâ΄ile قَرَضْتُهُ ذَاتَ الشِّمَالِ لَيْلًا der, yaʹnî geçerken onu sol cânibde terk ettim der.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı