اَلتَّفَلُّلُ [et-tefellul] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) ve
اَلْإِنْفِلَالُ [el-infilâl] (إِنْفِعَالٌ [infiʹâl] vezninde) ve
اَلْإِفْتِلَالُ [el-iftilâl](إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bir nesne gedilmek ve rahne-dâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَلَّلَهُ فَتَفَلَّلَ وَانْفَلَّ وَافْتَلَّ إِذَا تَثَلَّمَ Ve
تَفَلُّلٌ [tefellul] ʹAsker sınmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَفَلَّلَ الْقَوْمُ وَانْفَلُّوا إِذَا انْهَزَمُوا
اَلْإِنْفِلَالُ [el-infilâl] (hemzenin ve fâ’nın kesriyle) Sınmak; yukâlu: فَلَّهُ فَانْفَلَّ إِذَا كَسَرَهُ فَانْكَسَرَ yukâlu: “مَنْ فَلَّ ذَلَّ وَمَنْ أَمِرَ فَلَّ” Yaʹnî فَلِيلٌ [felîl] olan zelîl olur emîr olan kavî olup dilediğin kesr eder.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı