et-tebâʹat ~ اَلتَّبَاعَةُ

Kamus-ı Muhit - التباعة maddesi

اَلتَّبَعُ [et-tebaʹ] (fethateynle) ve

اَلتَّبَاعَةُ [et-tebâʹat] (سَلاَمَةٌ [selâmet] vezninde) Bir kimseye uymak maʹnâsınadır ki ona uyup ensesinde gitmek yâhûd uğrayıp koşulup bilece gitmekle olur; yukâlu: تَبِعَهُ تَبَعًا وَتَبَاعَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا مَشَى خَلْفَهُ أَوْ مَرَّ فَمَضَى مَعَهُ

اَلتَّبِعَةُ [et-tebiʹat] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) ve

اَلتِّبَاعَةُ [et-tibâʹat] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) Şol nesneye denir ki bir adamın onda mazlûm hakkı makûlesine şebîh matlûbu ola, mazleme ve derk-i damân ve gabn-ı fâhişten nâşî matlûb gibi ki hak sâhibi onu talebden hâlî olmaz; nevâ΄ib-i hukûka metbûʹ olduğu için ıtlâk olunmuştur; tekûlu: لِي قِبَلَ فُلاَنٍ تَبِعَةٌ وَتِبَاعَةٌ وَهِيَ الشَّيْءُ الَّذِي لَكَ فِيهِ بُغْيَةٌ شِبْهُ ظُلاَمَةٍ وَنَحْوِهَا

Vankulu Lugatı - التباعة maddesi

اَلتَّبَاعَةُ [et-tebâʹat] (kezâlik fethle) Tâbiʹ olmak; yukâlu: تَبِعْتُ الْقَوْمَ تَبَعًا وَتَبَاعَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا مَشَيْتَ خَلْفَهُمْ أَوْ مَرُّوا بِكَ فَمَضَيْتَ مَعَهُمْ

اَلتِّبَاعَةُ [et-tibâʹat] (tâ’nın kesriyle) Şol nesnedir ki onun talebinden zî-hakk olan kimse hâlî olmaz. Ve sâhib-i Ṡurâḩ bunu ʹâkibet-i bed ile ve sâhib-i Terceme-i Muḣtâr mutlakan günâh ile tefsîr etmişlerdir, her birinin tefsîri kusûrdan hâlî değildir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı