اَلتَّدْمِينُ [et-tedmîn] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Mevâşî bir yeri gübrelik ve fışkılık eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَمَّنَتِ الْمَاشِيَةُ الْمَكَانَ إِذَا بَعَرَتْ فِيهِ Ve bir adama bir husûs zımnında ruhsat vermek maʹnâsınadır; yukâlu: دَمَّنَهُ إِذَا رَخَّصَ لَهُ Ve mülâzemet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَمَّنَ بَابَهُ إِذَا لَزِمَهُ
اَلتَّدْمِينُ [et-tedmîn] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Eser ihdâs etmek; tekûlu: دَمَّنَ الْقَوْمُ الدَّارَ وَدَمَّنَ الشَّاءُ الْمَاءَ Ve koyun suda eser kılmak necâsetin ilkâ etmekledir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı