اَلتَّدْنِيخُ [et-tednîḣ] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Huzûʹ ve meskenetle ser-fürû kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَنَّخَ لَهُ تَدْنِيخًا إِذَا خَضَعَ وَذَلَّ وَطَأْطَأَ رَأْسَهُ Ve bir adam kendi hânesinde devâm üzere ikâmet-güzîn olmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَنَّخَ فُلاَنٌ إِذَا أَقَامَ فِي بَيْتِهِ Ve kavun ve karpuz makûlesi sebzevât bi’l-cümle onup bitmeyip kimi batıp ve kimi çıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَنَّخَتِ الْبِطِّيخَةُ إِذَا انْهَزَمَ بَعْضُهَا وَخَرَجَ بَعْضُهَا Ve kafâ kemiği büyük olup kulak tozlarının üzerlerine çökük olmakla kulak tozları iki yanlarında olan kemiklerin enselerine doğru sokulup girgin ve batık olmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَنَّخَتْ ذِفْرَاهُ إِذَا أَشْرَفَتْ قَمَحْدُوَتُهُ عَلَيْهَا وَدَخَلَتْ هِيَ خَلْفَ الْخُشَشَاوَيْنِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı