اَلتَّذَرِّي [et-težerrî] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Savrulmak maʹnâsınadır; yukâlu: ذَرَّى الْحِنْطَةَ فَتَذَرَّتْ Ve bir nesnenin yukarısına çıkmak maʹnâsınadır; tekûlu: تَذَرَّيْتُ الذُّرْوَةَ إِذَا عَلَوْتَهَا
اَلتَّذَرِّي [et-težerrî] (fethateynle ve râ’nın kesri ve teşdîdiyle) Devenin hörgücü üzerine çıkmak; tekûlu: تَذَرَّيْتُ السَّنَامَ إِذَا عَلَوْتَهُ وَفَرَعْتَهُ Ve فَرْعٌ [ferʹ] ʹayn-ı mühmele ile çıkmağa derler. Ve
تَذَرِّي [težerrî] Bir kabîlenin şerîfin tezevvüc etmeğe dahi derler; tekûlu: تَذَرَّيْتُ بَنِي فُلَانٍ وَتَنَصَّيْتُهُمْ إِذَا تَزَوَّجْتَ فِي الذِّرْوَةِ مِنْهُمْ وَالنَّاصِيَةِ Ve ذِرْوَةٌ [žirvet] ve نَاصِيَةٌ [nâṡiyet] bir kavmin ulusuna derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı