اَلتَّرْمِيضُ [et-termîḋ] Bu dahi mevâşîyi kızgın yerde otlatmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَمَّضَ الْغَنَمَ بِمَعْنَى أَرْمَضَهَا Ve bir kimseye bir mikdârca muntazır olup savuşup gitmek maʹnâsınadır; tekûlu: رَمَّضْتُهُ أَيِ انْتَظَرْتُهُ شَيْئًا قَلِيلاً ثُمَّ مَضَيْتُ Ve oruç tutmağa niyyet eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: رَمَّضْتُ الصَّوْمَ أَيْ نَوَيْتُهُ
اَلتَّرْمِيضُ [et-termîḋ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Muntazır olmak; tekûlu: أَتَيْتُ فُلَانًا فَلَمْ أُصِبْهُ فَرَمَّضْتُهُ تَرْمِيضًا إِذَا انْتَظَرْتَهُ شَيْئًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı