اَلتَّمَتُّهُ [et-temettuh] تَمَدُّحٌ [temedduḩ] vezninde ve mürâdifidir ki övünmek maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَتَّهَ الرَّجُلُ إِذَا تَمَدَّحَ Ve beyhûde yere halktan kendi için medh ve senâ taleb eder olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فُلَانٌ يَتَمَتَّهُ أَيْ يَطْلُبُ الثَّنَاءَ بِمَا لَيْسَ فِيهِ Ve mücûn ve lâübâlîlik izhâr maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَتَّهَ الرَّجُلُ إِذَا تَمَجَّنَ Şârih der ki تَمَجَّنَ nüshaları galattır, savâb olan تَحَمَّقَ ʹunvânında olmaktır. Ve mütehayyir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَتَّهَ الرَّجُلُ إِذَا تَحَيَّرَ Ve bir nesnede ifrât ve mübâlaga eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَمَتَّهَ فِيهِ إِذَا بَالَغَ Ve batâlet ve gavâyete dürüşmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَا هَذَا التَّمَتُّهُ أَيِ الْبَطَالَةُ وَالْغَوَايَةُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı