el-ḣatûʹ ~ اَلْخَتُوعُ

Kamus-ı Muhit - الختوع maddesi

اَلْخَتِعُ [el-ḣatiʹ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْخَتُوعُ [el-ḣatûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve

اَلْخَوْتَعُ [el-ḣavtaʹ] (جَوْهَرٌ [cevher] vezninde) Bunlar da uz ve üstâd kılavuza denir. Ve

خَوْتَعٌ [ḣavtaʹ] Bir nevʹ gökçül sineğe denir ki otluklar içre olur. Ve tavşan yavrusuna denir. Ve hırs ve tamaʹ maʹnâsınadır.

اَلْخَتْعُ [el-ḣatʹ] (مَنْعٌ [menʹ] vezninde) ve

اَلْخُتُوعُ [el-ḣutûʹ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Gece karanusunda yola çıkıp yanılmayarak doğruca semt-i maksûduna gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَعَ الرَّجُلُ خَتْعًا وَخُتُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا رَكِبَ الظُّلْمَةَ بِاللَّيْلِ وَمَضَى فِيهَا عَلَى الْقَصْدِ Ve nâgehânî bir kimse üzere hücûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَعَ عَلَيْهِمْ إِذَا هَجَمَ Ve kaçıp gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَعَ الْعَبْدُ إِذَا هَرَبَ Ve sürʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَعَ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ Ve sırtlan topal topal yektirerek yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَعَتِ الضَّبُعُ إِذَا خَمَعَتْ Ve buğur, nâkanın ensesinde adımlarını sık sık atarak yapça yapça varmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَعَ الْفَحْلُ خَلْفَ الْإِبِلِ إِذَا قَارَبَ مَشْيَهُ Ve serâb nâ-bedîd olmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَعَ السَّرَابُ إِذَا اضْمَحَلَّ

Vankulu Lugatı - الختوع maddesi

اَلْخُتُوعُ [el-ḣutûʹ] (zammeteynle) Gitmek; yukâlu: خَتَعَ فِي الْأَرْضِ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ذَهَبَ Ve kılağuz kavmi alıp gitmek maʹnâsına da gelir bâ ile istiʹmâl olundukta; yukâlu: خَتَعَ الدَّلِيلُ بِالْقَوْمِ إِذَا سَارَ بِهِمْ فِي الظُّلْمَةِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı