eš-šeber ~ اَلثَّبَرُ

Kamus-ı Muhit - الثبر maddesi

اَلثَّبَرُ [ešamp;-šamp;eber] (fethateynle) Yaranın ağızı açılmak maʹnâsınadır; yukâlu: ثَبِرَتِ الْقَرْحَةُ ثَبَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا انْفَتَحَتْ

اَلثَّبْرُ [ešamp;-šamp;ebr] (صَبْرٌ [ṡabr] vezninde) Bir iş ile bir adamı alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: ثَبَرَ فُلاَنًا بِالشَّيْءِ ثَبْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا حَبَسَهُ عَلَيْهِ Ve bir husûstan menʹ ve sarf eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَبَرَ فُلاَنًا عَنِ الْأَمْرِ إِذَا مَنَعَهُ وَصَرَفَهُ Ve bir adamı bir nesneden hâ΄ib ve nevmîd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَبَرَ فُلاَنًا إِذَا خَيَّبَهُ Ve laʹn ve nefrîn eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَبَرَهُ إِذَا لَعَنَهُ Ve kovup sürmek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَبَرَهُ إِذَا طَرَدَهُ Ve deryâ cezr eylemek yaʹnî sâhilden geri çekilmek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَبَرَ الْبَحْرُ إِذَا جَزَرَ

Vankulu Lugatı - الثبر maddesi

اَلثَّبْرُ [ešamp;-šamp;ebr] (šamp;â’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Menʹ etmek; yukâlu: ثَبَرَهُ عَنْ كَذَا يَثْبُرُهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ ثَبْرًا أَيْ حَبَسَهُ ve yukâlu: مَا ثَبَرَكَ عَنْ حَاجَتِكَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı