el-meraḩ ~ اَلْمَرَحُ

Kamus-ı Muhit - المرح maddesi

اَلْمَرَحُ [el-meraḩ] (فَرَحٌ [feraḩ] vezninde) Güre ve butur olmak maʹnâsınadır ki sürûru taşırmaktan ʹibârettir, ahırdan çıkmış perverîde at ve mest-i mey-i ikbâl olmuş istidrâclı devlet-mendân sıfatıdır; yukâlu: مَرِحَ الرَّجُلُ مَرَحًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَشِرَ وَبَطِرَ Ve kibr edâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَرِحَ الرَّجُلُ إِذَا اخْتَالَ Ve şevkli ve sürûrlu şen ve şûh ve neşât-mend olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرِحَ إِذَا نَشِطَ Ve salını salını yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: مَرِحَ الرَّجُلُ إِذَا تَبَخْتَرَ Ve göz bulanıp şiddet üzere yaşı seyelân eder olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرِحَتْ عَيْنُهُ إِذَا فَسَدَتْ وَسَالَتْ شَدِيدًا

اَلْمَرِحُ [el-meriḩ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْمِرِّيحُ [el-mirrîḩ] (سِكِّينٌ [sikkîn] vezninde) Ondan sıfat ve mübâlagadır, be-gâyet şâdân adama denir. Cemʹleri مَرْحَى [merḩâ] gelir, سَكْرَى [sekrâ] vezninde ve مَرَاحَى [merâḩâ] gelir, سَكَارَى [sekârâ] vezninde ve مِرِّيحُونَ [mirrîḩûn] gelir.

Vankulu Lugatı - المرح maddesi

اَلْمَرَحُ [el-meraḩ] (fethateynle) Ziyâde ferah-nâk olmağa derler; yukâlu: مَرِحَ يَمْرَحُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve

مَرَحٌ [meraḩ] Göz ağarmağa ve göz bulanmağa derler; yukâlu: مَرِحَتْ عَيْنُهُ مَرَحًا إِذَا فَسَدَتْ وَهَاجَتْ

اَلْمَرِحُ [el-meriḩ] (râ’nın kesriyle) Ziyâde ferah-nâk olan kimse.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı