اَلْقَحْدَةُ [el-ḵaḩdet] (ḵâf’ın fethiyle) ve
اَلْمِقْحَادُ [el-miḵḩâd] (mîm’in kesriyle) Büyük hörgüçlü nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ قَحْدَةٌ وَمِقْحَادٌ أَيْ كَبِيرَةُ الْقَحَدَةِ [Ve] مِقْحَادٌ [miḵḩâd]ın cemʹi مَقَاحِيدُ [meḵâḩîd] gelir. Şârih der ki cemele قَحْدٌ [ḵaḩd] kezâlik مِقْحَادٌ [miḵḩâd] vasf olur. Ve قَحْدَةٌ [ḵaḩdet] fi’l-asl قَحِدَةٌ idi, فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde.
اَلْمِقْحَادُ [el-miḵḩâd] (mîm’in kesri ve ḵâf’ın sükûnuyla) Şol deveye derler ki hörgücü kalın ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı