اَلْمُنَاقَلَةُ [el-munâḵalet] (مُفَاعَلَةٌ [mufâʹalet] vezninde) ve
اَلنِّقَالُ [en-niḵâl] (قِتَالٌ [ḵitâl] vezninde) At nakıllayarak yürümek, ʹalâ-kavlin ling ile eşkin beyninde yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: نَاقَلَ الْفَرَسُ مُنَاقَلَةً وَنِقَالًا إِذَا أَسْرَعَ نَقْلَ الْقَوَائِمِ أَوْ سَارَ بَيْنَ الْعَدْوِ وَالْخَبَبِ Ve hem-demler bi’l-münâvebe lakırdı eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَاقَلَهُ الْحَدِيثَ إِذَا حَدَّثَ كُلُّ وَاحِدٍ إِلَى الْآخَرِ
اَلْمُنَاقَلَةُ [el-munâḵalet] (mîm’in zammı ve ḵâf’ın fethiyle) Haberleşmek; tekûlu: نَاقَلْتُ فُلَانًا الْحَدِيثَ إِذَا حَدَّثْتَهُ وَحَدَّثَكَ Ve
مُنَاقَلَةٌ [munâḵalet] Atın taşlı yerde hûb yürümesi bir haysiyyetle ki elin ve ayağın taş olmayan yere vazʹ ede.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı