en-nâṡib ~ اَلنَّاصِبُ

Kamus-ı Muhit - الناصب maddesi

اَلنَّاصِبُ [en-nâṡib] (ṡâd’ın kesriyle) مُنْصِبٌ [munṡib] maʹnâsınadır ki ذُو نَصَبٍ demektir, neseb üzere yaʹnî taʹab ve mihnet sâhibi ki taʹablı ve zahmet ve mihnetli demektir, طَاهِرٌ [ṯâhir] ve لاَبِنٌ [lâbin] gibi, ism-i fâʹil-i nesebîdir yâhûd sülâsî mezîd maʹnâsına vârid olan emsiledendir; yukâlu: هَمٌّ نَاصِبٌ أَيْ مُنْصِبٌ يَعْنِي ذُو نَصَبٍ أَوْ فَاعِلُ النَّصَبِ أَوْ سُمِعَ: نَصَبَهُ الْهَمُّ إِذَا أَتْعَبَهُ Yaʹnî bu vech-i mezkûr üzere ism-i fâʹildir. Yâhûd baʹzı ʹArabdan نَصْبُ الْهَمِّ [naṡbu’l-hemm] إِتْعَابٌ [itʹâb] maʹnâsına vürûdu mesmûʹ olmakla ona hâcet olmayıp şâh-râhtan نَاصِبٌ [nâṡib] ondan ism-i fâʹil ve مُتْعِبٌ [mutʹib] maʹnâsına vârid olur.

Vankulu Lugatı - الناصب maddesi

اَلنَّاصِبُ [en-nâṡib] (ṡâd’ın kesriyle) Zahmet verici; yukâlu: هَمٌّ نَاصِبٌ أَيْ ذُو نَصَبٍ Yaʹnî taʹaba mensûb olan, mislu: رَجُلٌ تَامِرٌ وَلَابِنٌ ve yukâlu: هُوَ فَاعِلٌ بِمَعْنَى مَفْعُولٍ فِيهِ لِأَنَّهُ يُنْصَبُ فِيهِ وَيُتْعَبُ كَقَوْلِهِمْ لَيْلٌ نَائِمٌ أَيْ يُنَامُ فِيهِ وَيَوْمٌ عَاصِفٌ أَيْ تَعْصِفُ فِيهِ الرِّيحُ Yaʹnî rüzgâr müştedd olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı