اَلنَّاسُورُ [en-nâsûr] Şol damara denir ki içi fâsid olmakla seyelânı aslâ munkatıʹ olmaya ve bu ʹillettir. Mü΄ellif اَلنَّاسُورُ اَلْعِرْقُ الْغَبِرُ ʹibâretiyle beyân eylemekle غَبِرٌ [ġabir] ġayn-ı muʹceme ve bâ-yı muvahhade ile كَتِفٌ [ketif] veznindedir, fâsid maʹnâsınadır. Ve Miṡbâḩ’ta عِرْقٌ غَبِرٌ فِي بَاطِنِهِ فَسَادٌ كُلَّمَا بَرَأَ أَعْلاَهُ رَجَعَ غَبِرًا ʹunvânıyla mübeyyen olmakla ʹibâret-i mezkûreden evzahtır. Ve bir ʹillet ismidir ki gözün pınarlarında hâdis olur, dâ΄imâ yaşı munkatıʹ olmaz. Ve havâlî-i makʹadda dahi ve diş etlerinde dahi hâdis olur ki dâ΄imâ seyelân-ı dem üzere olur. Havâlî-i makʹadda dediği bir deliktir ki bir şişin deşilmesinden veyâ gereği gibi ʹilâc olunmadık bir yaradan olur. Ve o delik dahi yâ makʹadın kenârında olur yâ makʹada karîb ʹadalâtta olur ve ondan irinli su akar. Ve gâhca emʹâ-i müstakîmede olur. Ve gâh delik bir olur ve gâh birkaç olur ve gâhca mesâne cânibinde dahi olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı